Aile yapısının temel unsuru olan kadınlarımız ve annelerimiz daima sevginin, fedakarlığın ve özverinin kaynağı olmuştur. Toplum yapısının güçlendirmesinin yanı sıra şekillendirmesi, aile birliğinin korunması için sevgi bağı olan kadınlarımıza, hak ettiği değerin mutlaka verilmesi gerekmektedir. Fedakar, cefakar annelerimiz, kardeşlerimiz yaşamları boyunca hep özveri ile çocuklarına, eşlerine, akrabalarına el uzatmış, uzattıkları bu sevgi eli hiçbir karşılık beklememiştir. Kadınlarımız her zaman toplumun temel taşı, ayakta kalabilmesi için can damarı olmuştur.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün, tüm dünya kadınlarının bağımsızlık, eşitlik, özgürlük, daha iyi çalışma ve yaşam koşulları elde etme yolunda verdikleri mücadelenin bir simgesi olarak kutlanmakta, mücadeleleri ise her zaman destek bulmaktadır. Günümüzde kadınlarımız, sağlanan imkanlar ve desteklerle iş hayatında, siyasette, eğitimde, sporda, sağlıkta, sosyal ve kültürel gibi bir çok alanda kendini kanıtlamasını bilmiştir. Demokrasinin gelişmesi ve insan haklarına verilen önemin artmasıyla birlikte, kadın hakları mücadelesinde önemli mesafeler alınmıştır. Yasal olarak kadınlarımız önemli haklara sahip olmalarına rağmen, çeşitli alanlarda sorunların yaşandığı da açıktır. Son dönemde kadın haklarının daha da iyileştirilmesi, özellikle kadınlarımızın fiziksel şiddetin yanında, psikolojik şiddetten de korunması için her türlü çalışma yapılmakta, önlemler alınmaktadır. Bu konuda toplumsal bir duyarlılık sağlanarak hep birlikte şiddetin her türlüsüyle mücadele etmemiz, toplumsal sorunun önüne geçmemiz gerekmektedir. Yasal olarak ne kadar önemler alınsa da toplumsal duyarlılık oluşmadığı sürece annelerimizin, kardeşlerimizin, eşlerimizin şiddetten korunması zorlaşacaktır. El ele vererek sıkıntı yaşayan kadınlarımıza hak ettikleri insanca yaşamı sağlamak, onları korumak, en önemli vazifeleri olan annelik görevlerini yerine getirmelerine olanak sağlamalıyız. Unutmamalıyız ki; hepimizin bir annesi var ve bu annelerimiz bir kadın.

Dünyanın bir çok ülkesinde, komşularımız da dramlar yaşanmaktadır. Burada masum kadınlarımız çocuklarımız hayatını kaybetmekte, savaşın, açlığın, yoksulluğun, sahip çıkılmamışlığın çaresizliğini en acı şekilde yaşamaktadır. Türkiye olarak biz buna duyarsız kalmıyoruz, kalmayacağız. Bu ülkelere yardım elimizi uzatmaya, ülkemizde misafir etmeye devam edeceğiz. Bu bizim insanlık görevimizdir. Dinimizde de hanımlarımıza gerekli değerin verilmesi net bir şekilde belirtilmekte ve önemli tavsiyelerde bulunulmaktadır. Her bireye olması gerektiği gibi kadınlarımıza da sevgiyle yaklaşmalı, hakları gözetilmeli, her alanda imkanlar ölçüsünde önlerini açmalıyız. Özellikle eğitim konusunda kız çocuklarımızın okullarda devamlılığının sağlanmasına dikkat etmeliyiz. Bu duygu ve düşünceler ışındığın da, ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü en işten dileklerimizle kutlar, başta annelerimiz olmak üzere tüm kadınlarımıza aileleriyle birlikte mutlu, huzurlu başarılarla dolu bir hayat dilerim